Yetkisi olmadan muhasebe şifresini öğrenerek çalışanlara ait SSK kayıtlarını ele geçirmek

Favorilerine ekle
Favorilerinden çıkar

"...sanığın kendi ikrarı ile sabit olan şifreyle girilebilen şirket bilgisayarına ele geçirdiği şifre ile yetkisiz olarak hukuka aykırı girmesi eyleminin TCK'nın 243/1. maddesine uyan bilişim sistemine girme suçunu oluşturacağı gözetilerek, bu suçtan mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle beraatine karar verilmesi..."

Yargıtay 12. CD.,
E. 2014/2525 K. 2014/17259
T. 8.9.2014

Mahkemesi : İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 14.03.2013
Numarası : 2012/1023-2013/140
Suç : Bilişim sistemine girme

Bilişim sistemine girme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmekte ise de; anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için, maddenin uygulamasında, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, olayda herhangi bir hukuk dalı tarafından kabul edilebilecek bir hukuka uygunluk nedeni veya bu kapsamda nazara alınabilecek bir hususun bulunup bulunmadığının saptanması ve sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın, bir şirkette satış pazarlama elemanı olarak çalıştığı, sebepsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle işten çıkartılmasından önce, ele geçirdiği şifre ile yetkisiz olarak şirket bilgisayarına girerek şirket çalışanlarının işe geliş gidiş saatlerine ilişkin çizelge ile kendisine ait maaş bordroları, sigortalı işe giriş bildirgesi ve iş sözleşmesi örneklerini çıkartıp, bu belgelerle maaş ve diğer haklarının eksik ödendiği ve bir kısmının ödenmediği, sigortasının süresinde yatırılmadığı iddiasıyla şirket hakkında ÇSGB İzmir Bölge Müdürlüğü’ne şikayetçi olduğu olayda; şirketin bilgisayar kayıtlarından alınan belgelerin yasal anlamda kişisel veri kapsamında kabul edilemeyeceği ancak sanığın kendi ikrarı ile sabit olan şifreyle girilebilen şirket bilgisayarına ele geçirdiği şifre ile yetkisiz olarak hukuka aykırı girmesi eyleminin TCK’nın 243/1. maddesine uyan bilişim sistemine girme suçunu oluşturacağı gözetilerek, bu suçtan mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle beraatine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz