Kadının evlilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinin sonuçları

Favorilerine ekle
Favorilerinden çıkar

Yargıtay 7. HD.,
E. 2015/43996 K. 2016/11482
T. 26.5.2016

“İş Mahkemesi”

Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Davacı, 01/07/2006-31/03/2009 tarihleri arasında davalı idarenin alt işverenlerinde aralıksız temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş akdine evlilik nedeniyle son verdiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizin 11.03.2015 tarihli ilamı ile özetle, “Somut olayda davacı dava dilekçesi ile evlilik nedenine dayalı olarak iş akdinin feshedildiğini iddia etmiş, davalı davacının istifa dilekçesi sunarak işten istifa etmek suretiyle ayrıldığını savunmuş, mahkemece davacının evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosyada davacının el yazısı ile yazmış olduğu 01.04.2009 tarihli istifa dilekçesi mevcut olup, davacı fesihten yaklaşık 4 yıl sonra 26.03.2013 tarihinde açmış olduğu bu davada bu kez evlilik nedenine dayalı olarak iş akdini feshettiğini bildirerek kıdem tazminatı talep etmektedir. Ancak mahkemece davacının ne zaman evlendiği, evlendikten sonra 1 yıl içerisinde bu nedene dayalı fesih hakkını kullanıp kullanmadığı hususlarında bir araştırma yapılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş dosyada bulunan istifa dilekçe tarihi de dikkate alınmak suretiyle, yukarıda detaylı şekilde belirtilen çerçevede davacının, iş akdinin evlilik nedenine dayalı fesih şartlarını taşıyıp taşımadığı hususu açığa kavuşturularak çıkacak sonuca göre karar vermektir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacının aile nufüs kayıt örneği getirtilmiş, tanıklar yeniden dinlenerek davacının iş aktini evlilik nedeni ile feshettiği ve bu nedenle yasa gereği hüküm fıkrasında yazılı miktarda kıdem tazminatı alacaklısı olduğuna karar verilmiştir.

İş sözleşmesinin bayan işçi tarafından evlilik sebebiyle feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanununun 120’nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.

Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir.

Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.

Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasakoyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir.

Somut olayda davacı 01/04/2009 tarihinde istifa dilekçesi vermiş olup, bu dilekçede istifanın evlilik nedenine dayandığını belirtmediği gibi evliliğin istifadan sonra 12.04.2009 tarihinde gerçekleştiği gözönüne alındığında, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.