Yargıtay 6. CD.,
E. 2010/30146 K. 2011/6501
T. 05.05.2011
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanık K1’ün kollukta savunmanı olmadan alınan 02.11.2007 günlü ilk ifadesinde atılı suçlamaları kabul etmediği, aynı sanığın gene kollukta savunmanı olmadan alınan 28.11.2007 günlü ikinci ifadesinde ise hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarını işlediğine dair detaylı anlatımda bulunduğu, sanığın bu eylem nedeniyle C.Savcısınca ifadesinin alınmadığı, tutuklama istemli olarak Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevkedildiği, 29.11.2007 günlü Zonguldak 1.Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki sorgusunda ise atılı suçlamaları kabul etmediği, kamu davası açılması üzerine Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08.01.2008 günlü celsesinde alınan savunmasında da da atılı suçlamaları kabul etmediği ve dosyada sanığın atılı suçu işlediğine dair kollukta savunmanı bulunmadan alınan ikinci ifadesindeki ikrarı dışında da kesin, yeterli, inandırıcı ve hukuki bir kanıt bulunmadığının anlaşılması karşısında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4709 Sayılı Kanun ile değişik 38/6 maddesi uyarınca “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” hükmü ile 5271 sayılı CMK.nun 148/4. ve 5. fıkralarında yer alan “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veyamahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.” ve “Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilir.” hükümlerine aykırı şekilde sanığın başkaca kesin, yeterli, inandırıcı ve hukuki kanıtlarla desteklenmeyen kolluk anlatımının hükme esas alınarak sanığın atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Sanık K2 yönünden ise diğer Sanık K1’ün yukarıda anılan ve hukuken bir değer kazanmayan ikrarı dışında atılı suçu işlediğine dair kesin, yeterli, inandırıcı ve hukuki bir kanıt bulunmadığı halde sanığın atılı suç eşyasını satın almak suçundan beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi ,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3- Sanık K1’ün üzerine atılı işyeri dokunulmazlığını bozmak suçunun suç tarihi itibariyle (5918 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki) 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında suçlardan olduğu gözetilmeden uzlaşma usulü uygulanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Sanık K1 ile Sanık K2 savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma gerekçesine göre de Sanık K1’ün TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu yada hükümlü değilse derhal salıverilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına 05.05.2011 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.