Morg ünitesine yerleştirilen gizli kamera – ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

Favorilerine ekle
Favorilerinden çıkar

Özet: Olayda bir eğitim araştırma hastahanesi morg ünitesinde çalışan sözleşmeli memur çalışma odasında gizli kamera olduğu iddiasıyla ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği gerekçesiyle şikayette bulunmuştur. Rektörlükçe konuyla ilgili yapılan soruşturmada şüpheliler kameranın hastahanenin güvenliği için kurulmuş olduğu ve söz konusu odanın kişisel bir oda olmadığı beyanlarında bulunmuşlardır. Rektörlükçe oluşturulan Yetkili kurul tarafından men-i muhakeme kararı verilmiş ve bu yetkili dairece onanmıştır. Bunun üzerine Danıştay, özel hayatın gizliliği suçunun maddi unsurunun kişilerin gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi olduğu ve olaydaki odanın da şikayetçiye bir anlamda yaşam alanı olarak tahsis edilmiş olduğu gerekçesiyle men-i muhakeme kararını bozmuştur.

T.C.
Danıştay
1. Daire
E: 2014/232 K: 2014/25 K.T.: 19.02.2014
… Üniversitesi Rektörlüğünün 03.02.2014 tarih ve 1364 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı ve bu karara şikayetçi tarafından yapılan itiraz, Tetkik Hakimi açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesi uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :

Dosyanın incelenmesinden, … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Morg Ünitesinde sözleşmeli memur olarak görev yapan şikayetçi …’ün 08.06.2012 tarihli dilekçe ile, çalışma odasında bulunan yangın alarm cihazına gizli kamera yerleştirildiği, bu durumun tutanak ve resim çekilmek suretiyle tespit edildiği, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği iddiasıyla Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, konuyla ilgili olarak Rektörlükçe yapılan soruşturma sonucu düzenlenen fezlekede, şüphelilerin ifadelerinde özetle; kamera sisteminin Hastanenin güvenliğini sağlamak amacı ile kullanıldığı, …’ün çalışma odasının, ölüm kayıt defterinin bulunduğu kayıt odası olduğu, bu odanın kişisel bir oda olmadığı, bahse konu kameranın kişisel takip amaçlı olmadığı, Morg Ünitesine giren çıkanları görüntüleyen, art niyetli kişilere yönelik önlem amacıyla duman ikaz sistemine yerleştirilen bir kamera olduğu, Hastanenin güvenlik açısından riskli olan tüm birimlerinde kamera bulunduğu, Morg Ünitesinin bodrum katında kritik bir yer olduğu hususlarını beyan ettikleri, söz konusu ifadeler değerlendirilmek suretiyle şikayetçinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmediği, bu iddiayı ispatlayacak somut bilgi, belge ve delile ulaşılamadığı belirtilerek şüphelilerin men-i muhakemelerine karar verilmesinin önerildiği, Yetkili Kurulca da bu öneri doğrultusunda karar verildiği anlaşılmıştır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, şikayetçinin Morga yerleştirilen gizli kameralar ile görüntülerinin kaydedildiğine ilişkin şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurul tarafından verilen 17.12.2013 tarih ve 13 sayılı men-i muhakeme kararının Dairemizin 30.01.2014 tarih ve E:2014/140, K:2014/129 sayılı kararıyla onandığı, bu dosyada ise şikayetçinin, çalışma odasındaki yangın alarm cihazına gizli kamera kurdurularak özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddialarının soruşturulduğu, anılan soruşturma sonucunda da Yetkili Kurulun 17.12.2013 tarih ve 14 sayılı kararıyla şüphelilerin men-i muhakemelerine karar verildiği, böylece biri Morg Ünitesi, diğeri şikayetçinin çalışma odası olmak üzere gizli kamera kurdurulması ve görüntülerin kaydedilmesi eylemleri nedeniyle soruşturma yapıldığı, her iki suçun da suçun işlendiği yer itibarıyla birbirinden farklı olduğu görülmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Özel hayatın gizliliği ve korunması” başlığı altındaki 20’nci maddesinde, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel hayatın gizliliğini ihlal” başlıklı 134’üncü maddesinde ise, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimsenin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde ise verilecek cezanın bir kat artırılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Bu suçun maddi unsurunun, kişilerin gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi olduğu, anılan suçla korunan hukuki menfaatin ise, kişilerin gizli yaşam alanlarının kayıt altına alınmasının önüne geçilmesi, bu şekilde kişilerin mahremiyet hakkını, özel hayatına müdahalenin korunması olduğu açıktır.

Olayda, Üniversite tarafından şikayetçiye bir anlamda yaşam alanı olarak tahsis edilen odadaki yangın alarmı cihazına gizli kamera yerleştirilmek suretiyle şikayetçinin özel hayatının gizlice kayda alındığı, bu durumun tutanak düzenlenmek ve resim çekilmek suretiyle somut olarak ortaya konulduğu, kaldı ki, şüphelilerin ifadelerinde de bu durumun kabul edildiği, şikayetçinin kişisel odası niteliğinde sayılması gereken çalışma odasına gizlice kamera yerleştirmek ve şikayetçiyle ilgili hususları kayda almak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun işlendiği, bu nedenlerle mevcut delillerin atılı suçtan dolayı şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 17.12.2013 tarih ve 14 sayılı men-i muhakeme kararının bozulmasına, atılı suç nedeniyle şüphelilerin lüzum-u muhakemelerine, eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 134 üncü maddesi uyarınca yargılanmalarına, yargılamanın … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına, dosyanın karar ekli olarak Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğüne ve itiraz edene gönderilmesine 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz