“Sözlü Kira Akdinde” kira süresini ispat yükü kime aittir?

Favorilerine ekle
Favorilerinden çıkar

Davacılar iddia ettikleri kira başlangıç tarihini ve süresini kanıtlamak zorundadırlar. Kanıtlayamadıkları takdirde davalının bildirdiği tarihin kira başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve davanın süresinde olup olmadığının bu tarihe göre değerlendirilmesi ve yukarıda açıklanan esasların dikkate alınması icap eder. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Dava şartına ilişkin bu hususlar üzerinde durulmadan tahliye kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas Yıl/No: 2013/2276
Karar Yıl/No: 2013/5165
Karar tarihi: 25.03.2013
TAHLİYE DAVASI – DAVACILARIN İDDİA ETTİKLERİ KİRA BAŞLANGIÇ TARİHİNİ VE SÜRESİNİ KANITLAMAK ZORUNDA OLDUĞU – DAVA AÇMA SÜRESİNİN KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLDUĞU – TAHLİYE KARARI VERİLMESİNİN DOĞRU OLMADIĞI

(6098 S. K. m. 328, 350, 353)

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar, dava dilekçesinde, Ş… İlçesi İ… Mahallesi C… Sokakta bulunan taşınmazın müşterek maliki olduklarını, üst katı evleri olup alt katta bulunan iki dükkandan birinde oğulları Ahmet’in su tesisatçısı olarak iş yaptığını, bitişiğindeki diğer dükkanda ise davalının kiracı olarak bulunduğunu, sözleşme süresinin 10.08.2012 tarihinde bittiğini, bu tarihte tahliye edip teslim etmesi gerekirken tahliye edilmediğini, taşınmaza ihtiyaçlı oğlunun malzeme, alet ve edavat koymak için ihtiyacı bulunduğunu belirterek, kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise kira sözleşmesinin başlangıcının 01.06.1994 tarihi olup, bu tarihten beri sözlü kira akdi ile oturduğunu, ihtiyacın samimi olmadığını teklif edilen kira bedelini kabul etmediği için bu davayı açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6100 sayılı TBK.’nın 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu Kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde dava açılması gerekir. TBK.’nın 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.

Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir.

Olayımıza gelince; Davacılar, dava dilekçesinde, davalının 10.08.2012 bitiş tarihli sözlü kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu belirtmiş, 10.10.2012 tarihli oturumda ise 2002 yılının Temmuz ya da Ağustos ayında yapılan sözlü kira akdi ile kiracı olduğunu ve Temmuz veya Ağustos aylarında sözleşmenin şifahi olarak yenilendiğini iddia etmişlerdir. Davalı ise aynı tarihli oturumda davacının bildirdiği kira başlangıç tarihine karşı çıkarak 01.06.1994 başlangıç tarihli sözlü kira akdi uyarınca kiralananda kiracı olarak bulunduğunu beyan etmiştir. Davacının kira başlangıç tarihi olarak belirttiği tarihe davalı karşı çıktığına göre öncelikle bu uyuşmazlığın çözümlenmesi ve davanın süresinde olup olmadığının buna göre değerlendirilmesi gerekir. Davacılar iddia ettikleri kira başlangıç tarihini ve süresini kanıtlamak zorundadırlar. Kanıtlayamadıkları takdirde davalının bildirdiği tarihin kira başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve davanın süresinde olup olmadığının bu tarihe göre değerlendirilmesi ve yukarıda açıklanan esasların dikkate alınması icap eder. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Dava şartına ilişkin bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz