Yeni sosyal medya yasası
Sosyal medyaya yönelik düzenlemeler getiren ve 5651 sayılı İnternet Yasasında değişiklikler yapan 7253 sayılı Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisince 29.07.2020 tarihinde kabul edildi. Bahsi geçen kanun kapsamında İnternet Yasasında yeni düzenleme ile sosyal ağ sağlayıcı terimine yer verilerek tanımı yapılmakla, Türkiye Cumhuriyetinden ağ çıkışı sağlayan bir milyondan fazla kullanıcıya sahip olan yurtdışı merkezli sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de temsilcilik açma yükümlülüğü getirilerek, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına ilk yasa ihlalinde 10 milyon TL, akabinde 30 milyon TL, reklam yasağı, bant genişliğinin %50, %90 daraltılması (Bant Genişliği –bandwidth- web sitesinin bir saniye içinde gerçekleştirebileceği veri aktarım miktarını ifade eder) gibi yaptırımları düzenlemektedir. (Bahsi geçen daraltılma erişim engelinden farklıdır. Zira erişim engelinde VPN ile erişim mümkün iken daraltılmada böyle bir durum söz konusu olmayacaktır.)
Kanunun ana gerekçesi “sosyal ağ sağlayıcılarının geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden elde ettikleri milyarlarca dolar gelire rağmen, kişilerin haklarının korunması noktasında ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmedikleri ya da etkin kullanmadıkları veyahut devletlerin haklı taleplerine direnç gösterdikleri (…) temel hak ve özgürlüklerin korunması noktasında devletlere düşen pozitif yükümlülüğün yerine getirilmesinde zorlukların yaşandığı” şeklinde ifade edilmiştir.
Sosyal Ağ Sağlayıcı Kavramı
Kanunda sosyal ağ sağlayıcı kavramı “sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” şeklinde tanımlanmıştır. Tanıma bakıldığında ilk akla gelen sosyal paylaşım siteleri olan Facebook, Twitter, Instagram akla gelse de tanımın kapsamı geniş olup kullanıcı sayısı belirtilen miktarı aşacak olan tüm sosyal paylaşım siteleri bu kapsamda değerlendirilebilir. Kanunda değinilen “sosyal etkileşim” kavramını ele aldığımızda bu kavramın ucu açık bir kavram olduğunu, istendiğinde anlık olarak birden çok kişi ile etkileşime geçilebilen Whatsapp, Telegram, Viber, Line gibi uygulama/sitelerin de bu kapsamda değerlendirilebileceği görülmektedir. Zira bu amaca yönelik internet ortamında metin, görüntü, ses gibi verileri oluşturulabildiği, paylaşılabildiği ya da görüntülenebildiği mecralar birer sosyal ağ sağlayıcı kabul edilecektir.
Sosyal Ağ Sağlayıcısının Görev ve Sorumlulukları
Günlük erişimi bir milyondan fazla olan barındırma sağlayıcısı Türkiyede bulunmayan sosyal medya platformlarının, Türkiye’de bir temsilci bulundurmak zorundadır. Temsilci, gerçek kişi olması hâlinde Türk vatandaşı olmalıdır. Sosyal Ağ Sağlayıcısının Türkiye’de bulunan temsilcisi İnternet Kanunun 9. Maddesi gereği kullanıcılar tarafından eklenen içeriğin kaldırılması ve erişim engellenmesi taleplerini karşılamakla sorumludurlar. Eğer kendisine iletilen talebi yerine getirmez iseler bunun nedenini gerekçeli olarak bildirmeleri gerekecektir. Ayrıca kişilik haklarının ihlali ve özel hayatı gizliliği konusunda kendisine iletilen talepleri 48 saat geçmeden cevaplamakla yükümlüdürler. Bir diğer önemli düzenleme de bahsi geçen sosyal ağ sağlayıcıları sunucularına Türkiye Cumhuriyetinden bağlanan kullanıcıların verilerini Türkiye’de tutması gerekliliğidir. Yeni yasada sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’deki kullanıcı verilerini Türkiye’de bulundurmak için “gerekli tedbirleri alacağı” hükmediliyor. Ancak bu tedbirlerin ne olacağı net olarak belirtilmiyor, verilerin Türkiye’de bulundurulmaması halinde nasıl bir yaptırımda bulunulacağı öngörülmüyor. Savcılık ya da Mahkemeler’in mevcut düzenlemeler kapsamında talepte bulunması üzerine taleplerinin yanıtsız kalması halinde sosyal ağ sağlayıcıları bilgi isteme düzenlemesine aykırı davranılmış olacak ve emre aykırılık kabahati kapsamında Kabahatler Kanunu m. 32 ihlal edilmiş olacaktır.