Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Hak Arayışları

Favorilerine ekle
Favorilerinden çıkar

Genel Bilgi

Tüketici Hakem Heyeti İllerde Ticaret İl Müdürlükleri, İlçelerde ise Kaymakamlıklar bünyesinde bulunmaktadır. Başvuruda bulunacağınız Hakem Heyeti ikamet ettiğiniz yer veya şikâyet edeceğiniz firmanın bulunduğu yer olmak üzere iki şekilde belirlenir. Ayrıca uyuşmazlığın parasal değerine göre de il veya ilçelerin yetkileri ayrılmıştır. Eğer bir ilçe Hakem Heyetine Başvuru da bulanacaksanız uyuşmazlığın parasal değeri 4.570,00 TL’nin altında olması gerek aksi halde şikâyetiniz İl Tüketici Hakem Heyetinde işleme alınacaktır. Eğer uyuşmazlığın parasal değeri 6.860,00TL’yi aşıyorsa iki seçeneğiniz var. Birincisi; Tüketici Mahkemesine gitmek, ikincisi aşan kısmından feragat edip Hakem Heyetine başvurmaktır. Başvurulara giderken uyuşmazlık konusu ürünü götürmenize gerek yok, elinizdeki tüm bilgi ve belgeleri götürmeniz yeterli. Başvuruyu; hak sahibi(faturada, sözleşmede tüketici işleminde taraf olan kişi) veya vekâlet verdiği avukat yapabilir. Genel anlamda Tüketici Hakem Heyetlerini bu şekilde özetleyebiliriz. Ayrıntılı bilgi aşağıda kategorize edilmiş şekilde anlatılmaktadır.

Ön Değerlendirme

Tüketici Hakem Heyetleri ülkemizde tüketici hukukunun korunması, adaletin tüm bireyleri kapsayacak, onların haklarını gözetecek nitelikte tesis edilmesi için kurulmuş müesseselerdir. Tüketici Hukukumuz Avrupa hukuk sistemlerinin ilerisinde modern ilkelere sahiptir. Zira anayasamızın 172’inci maddesinde “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder” hükmü, tüketici hukukunun anayasal güvencesini oluşturmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu kanunun gölgesinde hazırlanmış olan onlarca yönetmelik tüketici hukukunu kapsayıcı ve zengin kılmaktadır. Gerek Borçlar Hukuku gerek Ticaret Hukuku kaynaklarından da beslenen ve her geçen gün gelişen teknolojiye mevzuat yeterliliği açısından gelişimini ve değişimini sağlayan Tüketici Hukuku, insan hakları, temel hak ve hürriyetler noktasında da vatandaşlık bilincini, devletin hakimiyet ve adalet gücünün toplumda hissedilmesini tesis etmektedir. Mevzuatın en iyi şekilde uygulanmasını sağlayan Tüketici Hakem Heyetleri ülkemizin tüm il ve ilçelerinde teşkilatlanmak suretiyle dünyanın en etkili ve toplumun her kesimine ulaşabilen Tüketici Hakları kuruluşlarıdır.

Kuruluş ve Yetki Alanı

Tüketici Hakem Heyeti; 28 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Kanunda düzenlenmektedir. Kanunun 66/1. maddesinde “Bakanlık, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla görevlidir.” Burada bahsi geçen bakanlıkla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kast edilmektedir. Bakanlık bünyesindeki Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Hakem Heyetlerinin idaresinden sorumludur. Aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarında Tüketici Hakem Heyeti üyelerinin kimlerden teşkil edileceği ve üye eksikliğinin yönetmelikle belirlenen şartlarda Devlet Memurlarının görevlendirilmesiyle giderileceği hususu belirtilmektedir. 6502 Sayılı Kanunun 72. ve 84. maddelerine dayanarak 27 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlan Tüketici Hakem Heyeti Yönetmeliği 5. maddesinde; “Bakanlık, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezleri ile Bakanlıkça belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturur. Bakanlık, hangi ilçelerde tüketici hakem heyeti kurulacağını belirlerken, başvuru sayısını, nüfus yoğunluğunu, coğrafi şartları ve benzeri hususları dikkate alır” düzenlemesiyle kuruluşun yasal dayanağı belirtilmiştir. Tüketici Hakem Heyeti Yönetmeliği madde 7’de;

(1) İl tüketici hakem heyetleri il sınırları içinde, ilçe tüketici hakem heyetleri ise ilçe sınırları içinde yetkilidir. Tüketici hakem heyeti kurulmayan ilçelerde Bakanlıkça o ilçe için belirlenen tüketici hakem heyeti yetkilidir.

(2) Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir.

(3) İkinci fıkra uyarınca başvuru yapılabilecek ilçede tüketici hakem heyetinin kurulmamış olması halinde tüketiciler o ilçe kaymakamlığına başvuru yapabilir. Yapılan bu başvurular, kaymakamlıklarca gereği yapılmak üzere Bakanlıkça belirlenen yetkili tüketici hakem heyetine intikal ettirilir.

2. Fıkrada belirtilen “tüketici işleminin yapıldığı yer” ifadesi yargı organları ve Hakem Heyetlerince tüketici lehine yorumlanabilir. İş yeri dışında yapılan tüketici işlemlerinde, mesafeli satışlarda tüketici ikamet etmediği yerde bu işlemleri gerçekleştirmiş olabilir. Özellikle sürekli olarak bir kurumda çalışan, üniversite öğrencisi olan veya geçici görevlendirme ile tüketici işleminin yapıldığı yerde bulunan tüketicilerin, ilgili yerdeki Hakem Heyetlerine başvurmalarında bir sakınca görülmemekle birlikte aksi yönde herhangi bir yargı kararı da bulunmamaktadır. Ayrıca tüketicinin ikinci ikametgâhları da ikinci ikametgâhın bulunduğu Hakem Heyetlerini yetkili kılmaktadır. Bunun dışında mesafeli satış sözleşmeleri çerçevesinde yapılan tüketici işlemlerinde, ikametgâhının olmadığı yerde telefon veya diğer elektronik iletişim araçlarıyla yaptığı sözleşmenin tüketici işlemi yönüyle ilgili yer Hakem Heyetinin yetkili olması hususu netlik kazanmış değildir. Kanaatimizce tüketicinin tüketici işlemini yaptığı sırada Hakem Heyetinin yetkili olduğu bölgede olduğunu ispatlıyor olması veya buna yönelik Heyette genel kanaatin oluşması yeterlidir.

Örneğin; tüketicinin ikametgâhının olmadığı bir şehirde üniversite okuyor olması mesafeli satış sözleşmesini o yerde yaptığına yönelik genel bir kanaat oluşturmaktadır.

Üyeler

Tüketici Hakem Heyeti başkanı; yönetmeliğin 8/1. maddesinde belirtilmek üzere, Başkanlığı illerde il müdürü, ilçelerde ise kaymakam veya görevlendireceği bir memur tarafından yürütüleceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin b,c ve ç bentlerinde Heyet üyeleri belirtilmiştir. Şöyle ki; Tüketici Hakem Heyetlerinde baronun temsilci olarak belirlediği bir avukat, belediyeyi temsilen bir üye, tüketici derneği veya derneklerinin belirlediği bir üye bulunur. Ayrıca uyuşmazlığa taraf satıcı veya sağlayıcının tacir olması durumunda ticaret ve sanayi odasını temsilen bir üye, satıcı veya sağlayıcının esnaf/sanatkâr olması durumunda ise illerde esnaf ve sanatkâr odaları birliğini, ilçelerde ise en büyük esnaf veya sanatkâr odasını temsilen bir üye bulunur. Böylece Tüketici Hakem Heyeti başkan dâhil 6 üyeden teşkil edilmektedir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi satıcı veya sağlayıcının esnaf/sanatkâr veya tacir olmasına göre katılacak üye belirlendiği için, Heyet en fazla 5 üyenin katılımıyla bir araya gelmektedir.

        Üyelerde aranacak şartlar ise Yönetmeliğin 9. maddesinde düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, 18 yaşından küçük olmaması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 48’nci madde, (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde düzenlenen şartları taşıması, kamu haklarından mahrum kalmaması, görevini devamlı yapmasına engel bir akıl hastalığının bulunmaması, en az 4 yıllık fakülte mezunu olması(bu şartı taşıyan üyenin bulunamaması durumunda illerde yüksekokul veya lise mezuniyeti, ilçelerde ise en az ilkokul mezuniyeti olarak bir sonraki fıkrayla esnetilmiştir) gibi şartlar düzenlenmiştir. Yeterli şartları taşımayan üyelerin bulunmaması durumunda illerde Ticaret İl Müdürleri, ilçelerde ise Kaymakamlarca aynı şartları taşıyan devlet memurları görevlendirilebilir. İlgili kurum ve kuruluşlar yukarıda belirtilen şartları taşıyan bir asil ve bir de yedek üye belirler. Üyeler belirtilen şartlara haiz bilgi ve belgeleri Hakem Heyetlerine sunar ve hem asil hem de yedek üyelerin Tüketici Bilgi Sistemine üye kayıtları yapılır. Kimi İl Hakem Heyetlerinde üye belirlendikten sonra valilik oluru alınmaktadır. Ancak bu uygulamanın yasal dayanağı yoktur. Üyelerin görev süreleri 3 yıldır. Yönetmeliğin madde (10/5)’te, bu süre zarfında yedek üye; ancak asil üyenin istifası, ölümü, altı aydan fazla hastalık veya diğer nedenlerden üyeliğinin düşmesi durumunda kalan süreyi tamamlar şeklinde düzenleme yapılmıştır. Burada “diğer nedenler” diye kastedilen ise 16’ncı maddede düzenlenmiştir. İlgili yönetmelik hükmüne göre üyenin toplantılara katılması zorunludur, mazeret göstermeden birbirini takip eden 4 toplantıya veya mazeretli olarak 3 aylık sürede yapılan toplantıların hiç birine katılmayan üyelerin üyeliği düşmekte ve üyeliğin düşmesinden itibaren 1 yıl boyunca herhangi bir Hakem Heyetine üye olarak seçilememektedir. Asil üyenin herhangi bir sebepten üyeliğinin düşmesi durumunda yeni üye talep edilmez, yedek üye ile 3 yıllık görev süresi tamamlanır.

Tüketici Hakem Heyeti üyelerinin bazı yasak halleri vardır. Bu hallerde üye Heyet toplantılarına katılamaz. Bu konu Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin (17/1) maddesinde düzenlenmiştir. “Kendisi veya eşinin( aralarında evlilik bağı kalkmış olsa da), kendisi veya eşinin alt veya üst soylarının, nişanlısının, kendisi ile arasında evlatlık bağı bulananların, üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların, kayyım, vekil, vasi veya yasal danışman olduğu, aynı uyuşmazlıkta bilirkişi veya hakem sıfatıyla bulunduğu kimselerin taraf olduğu, kendisinin doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olduğu uyuşmazlıklarda görev alamazlar.

Raportörler:  Tüketici Hakem Heyetlerinde üyelerin dışında heyet işlerinin takibini yapan bir de raportörler bulunmaktadır. Heyete yapılan başvuruların alınmasında, gerekli bilgi ve belgelerin toplanıp Heyete sunum yapılmasında, Heyet kararlarının taraflara tebliğ edilmesinde, arşiv ve Heyet mali işlerinin takip edilmesinde Raportör görev almaktadır. 6502 Sayılı Kanunun 72. ve 84. maddelerine dayanarak 27 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tüketici Hakem Heyeti Raportörlüğü Yönetmeliğinde; raportör kadrosunda bulunan veya görevlendirmesinde bulunulan personelin görev ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Ülkemizde 2014 tarihi itibariyle 500 raportör kadrosu öngörülmüştür. Ancak bu sayının 300 kadarı tamamlanmış durumdadır. Mülkiye olarak nitelendirdiğimiz hukuk, siyasal bilimler ve iktisadi idari bilimler fakültelerinin 4 yıllık lisans eğitimi alan ve devlet memuru şartlarını taşıyan kimseler arasından KPSS P3 puan sıralamasına göre seçilip akabinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan mülakatlar sonrası atama yapılır. Bu kadroda görev alanların temel hukuk bilgisine sahip olması, kaleminin güçlü olması gerekir. Ayrıca muhakeme ve analiz yeteneğinin de iyi olması mesleğin gereklerindendir. Raportör kadrosunun bulunmadığı Hakem Heyetlerinde Heyet Başkanı tarafından devlet memurları arasından, yükseköğretim görmüş kişiler veya lise ve dengi raportörlerin görev ve yetkileri ilgili yönetmeliğin 8’inci maddesinde şu şekilde özetlenmiştir; başvuruları almak, başvuruya ilişkin yazışmaları yapmak ve dosyayı hazırlamak, toplantı öncesi gündem oluşturma karar taslaklarını ve olay özetlerini hazırlamak gibi gerekli ön hazırlıkları yapmak, toplantılarda hazır bulunmak, toplantı tutanaklarını tutmak, evrak dosyalama ve arşiv işlerini yürütmek, faaliyet raporlarını hazırlamak, huzur hakkı/ücretlerin ve Heyet demir başlarının mali işlerinin takibini yapmak. Ayrıca Raportörler toplantılarda oy kullanamazlar. İlgili yönetmeliğin 9’uncu maddesinde ise mevzuat gereği kendilerine verilen görevleri eksiksiz ve zamanında yerine getirmek, uyuşmazlığa ilişkin tüm bilgi ve belgelerin gizliliğine riayet etmek hükümleri düzenlenmiştir.

Raportörlük görevi icra eden personelin uyuşmazlık konusu dosyanın taraflarına gerekli yazışmaları yapmasından kast edilen; şikayet edilen tarafa savunma talep yazısı göndermesi, uyuşmazlık konusu ile ilgili bilgi eksikliğinin giderilmesi için tarafların dışında 3. kişi niteliğindeki kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge istemesidir. Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 12’nci maddesine göre savunma talep yazıları tebliğ tarihinden itibaren en fazla 30 gün içinde şikâyet edilen tarafından cevaplanabilir. Heyet kararlarının da aynı şekilde taraflara posta yoluyla tebliğ edilmesi raportörlerin görevlerindendir.  Raportörlere tüketici işleri dışında görev verilmesi yönetmeliğin 7’inci maddesinin 3’üncü fıkrasıyla yasaklanmıştır. Ayrıca raportör görevlendirilen kamu personellerine ayda en fazla iki toplantı olmak şartıyla huzur hakkı ödenirken, raportör kadrosuna bu ödeme yapılmaz.(THH Yön. Md.13)

[highlight color=”orange”]Başvuru ve karar[/highlight] Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru şartlarının başında uyuşmazlık konusu işlemin tüketici işlemi olması gelmektedir. ( Sayfamızın 17 Mart 2018 tarihli “Tüketici kimdir, Hangi İşlemler Tüketici İşlemidir” başlıklı yazısında bu konu ayrıntılı olarak açıklanmıştır ) 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2’inci maddesinde kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiştir. Aynı kanunun 68’inci maddesinde ise; yukarıda belirtildiği üzere başvuru limitleri, Hakem Heyetlerinin kendilerine yapılan başvuruları alma ve işlem yapma zorunluluğu, başvuruların tüketicinin ikamet ettiği veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki Hakem Heyetlerine yapılacağı, parasal sınırların her takvim yılı başından itibaren 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerreren 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranına göre arttırılacağı hususları düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddesinde ayrıca tüketicilerin alternatif çözüm mercilerine başvurmasına engel bir durumun olmadığı da belirtilmektedir.

Heyete yapılan başvuruları Heyet Raportörü kabul etmektedir. Başvuru konusu tüketici işlemi olması yönüyle tüketici veya tüketici ile uyuşmazlık yaşayan firma şahsen veya avukata vekalet vermek suretiyle başvuruda bulunabilir. Ancak vekâletname ile yapılan başvurularda vekâlet pulunun olması zorunludur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Stajyerlere Barolarca Yapılacak Yardım ”başlıklı 27 inci maddesi 3’üncü fıkrasında “avukatlarca vekâletname sunulan merciiler, pul yapıştırılmamış veya pulu noksan olan vekâletname ve örneklerini kabul edemez, gereğini ilgiliye on günlük süre veriler bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekâletname işleme konulamaz” hükmü uyarınca Heyet raportörleri başvuru esnasında bu hususa dikkat etmek zorundadır. İlgili hüküm ve bilgilendirme Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünce Hakem Heyetlerine 01.04.2015 tarihli 6987866 sayılı yazı ile bildirilmiştir.

Tüketici Hakem Heyetleri toplantı zaman ve yeri, gündemi, toplantı ve karar yeter sayısı Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 13,14 ve 15 inci maddelerinde düzenlenmiştir. 13’üncü maddede Hakem Heyetinin ayda en az 2 defa toplanacağı, gerekli görülürse başkanın çağrısı ile her zaman toplanabileceği, gündemde uyuşmazlık bulunmaması durumunda toplantı yapılamayacağı, toplantıların illerde il müdürü tarafından, ilçelerde kaymakamlar tarafından belirlenen yerlerde yapılacağı hususları düzenlenmiştir. Madde 14’e göre toplantı gündeminin başkan tarafından 23 üncü madde dikkate alınarak belirleneceği düzenlenmiştir. 23 üncü maddede ise karar süresinin en fazla 6 ay olacağı, başvuru niteliği, başvuru konusu, mal veya hizmetin özelliği dikkate alınarak karar süresinin en fazla 6 ay daha uzatılacağı düzenlenmektedir. Madde 15 de ise; Hakem Heyetinin başkan dâhil en az 3 üyenin hazır bulunması ile toplanacağı ve oy çokluğu ile karar vereceği, üyelerin çekimser oy kullanamayacağı, oyların eşit olmadı durumunda başkanın oy kullandığı tarafın çoğunluğu sağladığı kabul edileceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin 8/2 maddesi uyarınca Hakem Heyeti başkanının katılmadığı toplantılara baro temsilcisinin başkanlık yapacağı düzenlenmiştir.

Hakem Heyetleri uyuşmazlıkla ilgili karar verirken tüketicinin talebiyle bağlıdır. Yönetmeliğin 22’inci maddesinde belirtilen bu husus aynı zamanda Tüketicinin başvuru sırasında talebini net olarak belirtmesi gerektiğini de ifade etmektedir. İlgili maddenin devamında karar sürecinde uyuşmazlık konusu işlemde talep edilen miktarın daha fazlası veya daha azı Heyetin yaptığı tespitlerle karara işlenebileceği yazılmaktadır. Bu hüküm Hakem Heyetlerini, tüketici talebinin dışında karar verebileceği yönünde yetkili kılmaktadır. Aynı maddede aynı uyuşmazlık konusunda birden fazla başvuru yapılamayacağı, başvuru bedelinin TL cinsinden belirtilmesinin zorunlu olduğu, uyuşmazlığın tüketici lehine sonuçlandığı takdirde karşı tarafça ödenmesi gereken bilirkişi ve tebligat ücretlerinin kararda belirtilmesi gerektiği, Hakem Heyeti kararlarının yalnızca tarafları bağladığı, yalnızca verildiği uyuşmazlık için hüküm ifade ettiği, tüketiciye vekâlet eden avukata vekâlet ücreti ödenmeyeceği, uyuşmazlık konusunun karar verilmeden çözüme kavuşması ve bunun Heyete bilgi veya belge olarak iletilmesi durumunda karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verileceği hususları düzenlenmektedir.

Karar tutanakları yönetmeliğin 24’üncü maddesine göre; tutanağa geçirileceği, toplantıya katılan üyeler tarafından imzalanacağı ve toplantı tarihine, gündem sırasına göre arşivleneceği belirtilmektedir. 25’inci maddede ise kararın alındığı tarihten itibaren 10 iş günü içinde 11.02.1959 tarihli 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerince taraflara yazılı olarak tebliğ edileceği, tarafların avukatla temsili durumunda tebligatın avukatlara yapılabileceği düzenlenmiştir. Kararın taraflara tebliğ edilmesi elden teslim olarak da uygulanmaktadır. Ancak sadece uyuşmazlığa taraf veya vekili sıfatıyla, kararın üst yazısında “elden teslim aldım” ibaresi, isim soy isim, tarih ve imza atılarak bu işlem gerçekleşir. Üst yazı arşivlenmiş dosyaya eklenir. Bu şekilde tebliğ tarihi netlik kazanmış olur. Çünkü 6502 sayılı Kanunun 70/3 maddesi gereği tarafların Heyet kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Tüketici mahkemelerinde itiraz edebileceği belirtilmektedir. Burada Hakem Heyeti kararının kesinleşmesi yönüyle tebliğ tarihi ve 15 günlük süre önem arz etmektedir.

Tüketici Hakem Heyeti kararlarına itiraz tebliğ tarihinden itibaren Tüketici Mahkemelerinde yapılır. Açılan davalar 6502 sayılı Kanunun 73/2 maddesi gereği 02.07.1964 tarihli 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır. Yine aynı maddenin 4’üncü fıkrası gereği Tüketici Mahkemelerinde görülecek davaların 12.01.2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6’ıncı kısım hükümlerine göre yürütüleceği belirtilmektedir. Ayrıca kanunun 70’inci maddesinin 5’inci fıkrasında Tüketici Mahkemesinin evrak üzerinden karar verebileceği ve verilen mahkeme kararının kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı maddenin sonraki fıkralarında ise tüketicinin aleyhine sonuçlanan mahkeme kararlarında avukatlık asgari ücret tarifesine göre nispi tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedileceği, tüketici aleyhine verilen Hakem Heyeti kararlarında tebligat ve bilirkişi ücretlerinin bakanlıkça karşılanacağı, uyuşmazlığın tüketici lehine sonuçlanması durumunda tebligat ve bilirkişi ücretlerinin 21.07.1953 tarihli 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre karşı taraftan tahsil edilmek suretiyle bütçeye gelir olarak kaydedileceği hususları belirtilmiştir.

Heyet kararlarına itiraz Heyetin bulunduğu veya tüketicinin ikamet ettiği yerdeki Tüketici Mahkemesinde yapılır. Tüketici Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir. Tüketici Hakem Heyeti Yönetmeliğinin 28/1 maddesi uyarınca Heyet Kararlarına karşı yapılan itirazların kararın icrasını durdurmayacağı, ancak talep edilmesi durumunda Hâkim tedbir kararı almak suretiyle karar icrasını durdurabileceği belirtilmiştir. Aynı düzenleme 6502 sayılı Kanunun 70/3’üncü maddesinde de düzenlenmiştir. Bu hüküm aynı zamanda Hakimin resen Heyet kararlarını durdurma yetkisinin olmadığını da göstermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz