MESAFELİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ
GENEL BİLGİ
Evde, iş yerinde, seyahat ederken yani günün herhangi bir saatinde televizyon veya internet aracılığıyla herhangi bir ürünün alış verişini yapabilmektesiniz. Özellikle giyim ve elektronik ürünlerin bu yolla satın alınması hem tüketici hem de firma açısından kolaylıklar sunmaktadır. Bu şekilde yapılan sözleşmeler Mesafeli Sözleşme olarak adlandırılmıştır. Eğer instagram, facebook, sahibinden veya hepsiburada gibi sitelerden, televizyon kanallarından bir ürün (elbise, ayakkabı, telefon, bilgisayar ve benzeri tüketim amaçlı alınan ürünler) siparişi verdiyseniz öncelikle ürün elinize ulaşıncaya kadar cayma hakkına sahipsiniz, ürün ulaştıktan sonra da 14 gün boyunca herhangi bir sebep göstermeksizin cayabilirsiniz. Yani ürün istediğiniz nitelikte, anlaştığınız gibi olsa dahi bu sürelerde ürünün iade edilmesini isteyebilirsiniz. Eğer bu konuda bir zorluk yaşarsanız Tüketici Hakem Heyetlerinde hak arayışında bulunmanız mümkün. Ama her şeyden önce alışveriş yapmak istediğiniz site, TV kanalları, sosyal medya hesaplarının güvenilir olmasına, sözleşmenizi yaptığınızda karşı tarafla iletişim kurabileceğiniz iletişim bilgilerinin olmasına özen göstermelisiniz. Mesafeli Sözleşmelerle ilgili ayrıntılı bilgi kanun ve yönetmelik ışığında aşağıda izah edilmiştir.
Dayanak ve kapsam
Mesafeli sözleşmeler 6502 sayılı Kanunun 48’inci maddesinde düzenlenmiş olup ilgili madde ve 84’üncü maddeye dayanarak 27 Kasım 2014 Perşembe tarihli Resmi Gazete ile Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği yayınlanmıştır. Mesafeli Sözleşme telefon, internet ve benzeri araçlarla sözleşme taraflarının bir arada olmadan yaptıkları sözleşmelerdir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun hükümlerinde hazır olmayanlar veya hazır olanlar arasında kurulan sözleşme olarak değerlendirilebilir. Bilindiği üzere Borçlar Kanunumuz madde (1) “sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur” şeklinde sözleşme tanımı yapmıştır. Aynı şekilde irade açık ve örtülü olarak yapılabilmektedir. Ancak Mesafeli satış sözleşmelerinin tüketici hukuku ve ilgili yönetmelik kapsamında değerlendirilmesi için iradenin açık olması gerekmektedir. Zira örtülü irade beyanı daha çok finansal, abonelik, ticari vb. işlemlerde karşımıza çıkmaktadır. Bu işlemlerin yönetmelik kapsamında olmadığı ilgili yönetmeliğin 2’inci maddesinde belirtilmiştir. Aynı madde şans oyunları, konut kiralama, paket tur, devre mülk, yiyecek içecek gibi günlük tüketim malları, otomatik makineler aracılığı ile yapılan satışlar, finansal hizmetler yönetmelik kapsamında olmadığı belirtmektedir.
Mesafeli Satış Sözleşmesinde Sözleşmenin Kurulması
Mesafeli sözleşmeler ülkemizde farklı araç ve yöntemlerle kurulmaktadır. Televizyon kanalları, sosyal medya veya direkt firma veya aracı firma siteleri, reklam siteleri ile bu sözleşmelerin yapıldığı görülmektedir. Sosyal medya başlığı altında Facebook ve İnstagram gibi sitelerde özellikle reklam amaçlı hesapların açıldığı görülmektedir. Öncelikle bu konunun aydınlatılması gerekmektedir. Çünkü bu hesapların kimi firma hesabı niteliği taşırken önemli bir kısmı tüketici hesabıdır. Şöyle ki burada yetki alanının tespiti noktasında yapılan işlemin tüketici işlemi olması gerek. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2’inci maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” düzenlemesi bu konunun değerlendirilmesi açısından temel alınmaktadır. Aynı kanunun 3’üncü maddesinin (I) bendinde ise “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade ettiği tanımlaması yapılmaktadır. Bu düzlemde sosyal paylaşım sitelerinde yapılan mal veya hizmet paylaşımının tüketici işlemi sayılması için hesabın ve hesap sahibinin ticari amaçla hareket ettiğinin açık olması veya ispat edilebilir olması gerekmektedir. Özellikle konusu mal olan işlemlerde bu konuda paylaşımı yapan hesap ya da şahsın ticari amaçlı hareket etmeme, sadece sahip olduğu bir ürünü ticari amaç gütmeden elinden çıkarma durumu söz konusu olabiliyor. Bu tür işlemlerde sözleşme taraflarının her ikisi de tüketici olduğu için Tüketici Hakem Heyetleri yetkili değildir. Uyuşmazlık ancak Tüketici Mahkemelerinde görülebilir. Bunun dışında kalan sosyal paylaşım siteleri ise genel anlamda firmalar tarafından kullanılan resmi nitelik taşıyan hesaplardır.
İlginizi Çekebilir – Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Hak Arayışları
Yukarıda mesafeli satış sözleşmelerinin tüketici işlemi olarak değerlendirilebilmesi için sosyal medya üzerinden örnekleme yapılmış oldu. Zira tüketici hukukunun temel şartı yapılan işlemin türüdür. Çünkü işlem türü vatandaşın hangi adli kanallarla hak arayışına çıkabileceğini belirlemektedir. Bu konu anlaşıldığına göre mesafeli satış sözleşmesinin kuruluşu ve temel şartlarını değerlendirebiliriz. Kuruluş aşamasında satıcı veya sağlayıcının bazı yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülükler Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 5’inci maddesinde düzenlenmektedir. İlgili maddede satıcının firma bilgilerini, tüketici şikayetlerinin iletileceği iletişim aracı bilgileri [box type=”info” align=”aligncenter” class=”” width=””]burada “hızlı bir şekilde” ibaresinin net olarak belirtilmiş olması tüketici lehine sonuç doğuracağı kanaatindeyiz, mevzuat boşluğu istismara açık vaziyettedir, bu nedenle tüketicilerin bu konuda sözleşme yaparken ulaşım imkanlarının olduğu iletişim araçlarını sözleşmeye dahil etmelerini tavsiye etmekteyiz[/box] mal ve hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı, ödeme, tahsilat ve ifaya ilişkin bilgiler, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirilmesi, herhangi bir uyuşmazlık konusunda tüketicinin Hakem Heyetine veya Tüketici Mahkemesine başvuru yapabileceği konusunda bilgilendirme gibi satıcı veya sağlayıcı firma yükümlülükleri bulunmaktadır. Ayrıca tüketicinin iletişime geçebilmesi için satıcı veya sağlayıcı tarafından bir telefon hattı tahsis edilmesi durumunda bu hat ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcı olağan ücret tarifesinden daha yüksek bir tarife seçemez.(MESAFELİ SÖZLEŞMELER Ynt. /md.18.)
Yönetmeliğin telefon iletişimi ve ürün siparişi ile ilgili hükümleri, tüketici haklarının yerine getirilmesi hususunda yeterlilik açısından düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır. Zira uygulamada bazı operatör firmalar sadece ürün siparişleri ve şikâyetleri almakta, satıcı ile dokusal bir bağı bulunmamaktadır. Bu durum tüketici açısından bazı müşkül durumları beraberinde getirmektedir. Bu hususun mevzuat açısından alt yapısının daha sağlam atılması gerekmektedir. Ayrıca aynı maddenin son bendinde ön bilgilendirmenin yapıldığına ilişkin ispat yükümlülüğünün satıcı veya sağlayıcı firmaya ait olduğu belirtilmektedir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 6’ncı maddesi günlük hayatta ekseriyetle karşılaşılan uyuşmazlıklar açısından önem arz etmektedir. Zira mesafeli sözleşmeler genelde internet aracılığıyla kurulmaktadır. İnternetin yaygın olması ve buna müteakip kargoculuğun gelişmesi gibi nedenlerle internet alışverişi her geçen gün önem kazanmaktadır. 6’ncı maddeye göre; sözleşmenin uzaktan iletişim aracına uygun olarak anlaşılabilir bir dilde, sade, ve okunabilir bir şekilde satıcı ve sağlayıcı tarafından yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketicinin bilgilendirilmesi gerekmektedir. İlgili hükmün devamında 5’inci maddenin sözleşme konusu mal ve hizmetin niteliği, mal ve hizmetin vergiler dahil toplam fiyatı, cayma hakkı konusu ve cayma hakkının kullanılamama durumlarının düzenlendiği fıkralar, tüketici ödeme yükümlülüğü altına girmesinden önce açıkça bir şekilde ayrıca gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Ön bilgilendirme usulleri ve yükümlülükleri yönetmeliğin 5 ve 6’ncı maddelerinde açıkça ifade edilmiştir. Bu maddelerin satıcı ve sağlayıcı açısından yükümlülük doğurduğu hususu ise 7’inci maddede; “Satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin 6 ncı maddede belirtilen yöntemlerle ön bilgileri edindiğini kullanılan uzaktan iletişim aracına uygun olarak teyit etmesini sağlamak zorundadır. Aksi halde sözleşme kurulmamış sayılır” hükmü ile belirtilmektedir.
Mesafeli Satış Sözleşmesinde Siparişin veya sözleşmenin Yerine getirilmesi
Mesafeli satış sözleşmesinin usulüne uygun olarak yerine getirilmesi ile birlikte yönetmeliğin 16’ncı maddesi gereği satıcı veya sağlayıcı, sözleşmede vaat ettiği süre içinde sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Bu süre mal satışlarında her halükarda 30 günü geçemez. Ayrıca bu madde sözleşmenin fesih sebebi olabilmektedir. Zira karşılaşılan uyuşmazlıklardan biri de ilgili madde hükmüyle çözüme kavuşmaktadır. 16’ncı maddenin 4’üncü fıkrası mal temininin imkansızlaşması durumunu ele almaktadır. Öncelikle şu hususu belirtmek gerek; malın stoklarda bulunmaması imkansızlık olarak değerlendirilmemektedir. Hükmün son cümlesinde bu konu açıkça ifade edilmektedir. Burada imkansızlık durumuyla satıcı veya sağlayıcının elinde olmayan sebeplerden kaynaklı olması kast edilmektedir. İmkansızlık durumu ilgili maddenin yine aynı fıkrası gereği satıcı veya sağlayıcı tarafından öğrenildiği tarihten itibaren 3 gün içinde tüketiciye bildirilmek zorundadır. Ayrıca teslimatla ilgili masraflar da tüketiciye en geç 14 gün içinde yasal faizi ile birlikte iade edilir.
Mesafeli Satış Sözleşmesinde Cayma Hakkı
Cayma Hakkı tüketici taksitle satış sözleşmelerinde, işyeri dışında satış sözleşmelerinde, tüketici kredilerinde ve bağlı kredilerde de tüketiciye tanınmaktadır. Ancak mesafeli sözleşmeler 6502 sayılı kanunun 48/4’üncü maddesinde; “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir” şeklinde düzenlenmiştir.
Burada bahsedilen 14 günlük süre siparişin tesliminden itibaren başlar. Ayrıca siparişin verilmesiyle siparişin teslim edilmesi arasında ki süre zarfında da tüketici aynı şekilde cayma hakkını kullanabilir. Çünkü cayma hakkı sadece ürünün niteliği, kalitesi ile ilgili değildir. Mesafeli sözleşmeler tüketicilerin yeterli değerlendirme yapmadan kurulan sözleşmelerdir. Bu nedenle tüketiciye daha ayrıntılı değerlendirme fırsatı sunmak, kanun koyucunun amaçları arasında olduğu düşünülmektedir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 11’inci maddesi de aynı hususu düzenlemektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiği satıcı veya sağlayıcının yükümlülüğündedir. Aynı maddenin 4’ncü fıkrası tüketici açısından önem arz etmektedir. Zira tüketicinin süresi içinde cayma hakkını kullandığını ispat yükümlülüğü vardır. Kanaatimizce sözleşme kurulurken tüketicinin bu maddeyi gözetmesi gerekmektedir. Zira cayma hakkı genelde tüketiciler tarafından telefon aracılığıyla sesli olarak kullanılmaktadır. Ancak yaşanabilecek muhtemel uyuşmazlıklarda bu şekilde yapılan caymanın ispatını pek mümkün kılmamaktadır. Bu nedenle tüketicilerin mesafeli sözleşmeleri yazılı olarak yapmalarını, sözleşmeye mutlaka firmaya ait mail adresi eklemelerini tavsiye ediyoruz. Böylece cayma hakkını kullanmaları daha kolay ve ispat edilebilir olacaktır. Aksi halde tüketicinin noterden yazı göndermesi, posta yoluyla iadeli taahhütlü yazı göndermesi veya Tüketici Hakem Heyetinde iletişim araçlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle cayma hakkını kullanmak istediği talebiyle başvuruda bulunması gerekmektedir. Bu işlemlerin cayma hakkı süresi içinde yapılması tüketici açısından meşakkatli olacaktır.
Cayma hakkının istisnalarından da bahsetmek gerekmektedir. Yönetmeliğin 15’inci maddesinde cayma hakkının istisnaları düzenlenmiştir. Şöyle ki; finansal piyasalara göre fiyatı dalgalanan mal ve hizmetler, tüketiciye özel hazırlanan mal ve hizmetler, çabuk bozulan mallar, koruyucu unsurları ambalajı, bant veya mührü açılan mallar, sağlık ve hijyen açısından uygun olmayan mallar, tesliminde başka ürünlerle karışan ve doğası gereği karıştırılmaması gereken ürünler, kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine özgü açılmış kullanılmış olan mallar, gazete dergi gibi süreli yayınlara ilişkin mallar(abonelik dışında), konaklama, eşya taşıma gibi belirli dönemde yapılması gereken hizmetler, elektronik ortamda anında ifa edilen mallara ilişkin sözleşmeler, cayma hakkı sonlanmadan tüketici onayı ile ifa edilen hizmetler cayma hakkının kullanılamadığı mesafeli sözleşmelerdir.
Yönetmeliğin 18’inci maddesi tüketici ile satıcı/sağlayıcı arasında kurulan telefon iletişiminin olağan ücret tarifesinden yüksek olmamasını içermektedir. Bilindiği üzere kimi firmaların müşteri hizmetleri olağan telefon ücretleri üstünde belirlenmektedir. Bu durumda tüketicilere yansıtılan fazla bedeller de bu madde gereği firmadan tahsil edilebilir. 20’inci madde ise yaşanan uyuşmazlıklarda gerek Hakem Heyetlerinin, gerekse de Tüketici Mahkemelerinin bilgi belge isteme yetkileri ışığında tüketici ile firmalar arasında yapılan görüşmelerin kayıt altına alınması ve üç yıl boyunca bu kayıtların saklanması gerektiğini düzenlemektedir.
Cayma hakkının kullanılmasından itibaren 12’inci maddenin 3’üncü fıkrasında belirtildiği üzere; sözleşmede belirlenen taşıyıcı vasıtasıyla ürün satıcıya gönderilir, sözleşmede taşıyıcı belirtilmemişse ürün gönderilmesine ilişkin işlemlerde satıcı tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez.
Mesafeli sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken hususlar sözleşmenin içeriği ve cayma hakkına ilişkin bilgilendirmenin ve hakkın kullanım imkanlarının açık olmasıdır. Bu husus tüketicilerin mesafeli sözleşmeleri hak arayışlarını yerinde ve zorluk çekmeden, bilinçli yapabilmesine olanak sağlamaktadır.