Yargıtay 12. HD.,
E. 2016/10886 K. 2017/1937
T. 14.2.2017
“İcra Hukuk Mahkemesi”
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının, borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını, borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, satış isteme süresi içerisinde icra müdürlüğünce taşınmazlara talebi dışında yeniden haciz konularak önceki hacizlerin ortadan kaldırılmasına neden olunduğunu ileri sürerek işlemin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece satış isteme süresi dolmadan aynı taşınmaz üzerine yeniden haciz konulmasının önceki hacizden vazgeçme anlamına geldiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından takibe başlandığı ve 19/03/2014 tarihli haciz yazısı ile borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğu, haczin 25/03/2014 tarihinde tapu siciline işlendiği, alacaklının 30/03/2015 tarihli talebi üzerine taşınmazlar üzerine yeniden haciz konulduğu ve haczin tapu siciline 08/04/2015 tarihinde şerh verildiği görülmüştür.
İcra ve İflas Kanununda haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir hacizdir. Buna göre aynı taşınmaz üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmediği gibi, daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmaz. Bu talep daha önceki haciz ve işlemlerden feragat anlamına gelmez.
Somut olayda, alacaklının talebi üzerine taşınmazlar üzerine ikinci kez haciz konulmuş olup bu haciz geçerlidir. Alacaklı tarafından 30/03/2015 tarihinde taşınmazlara haciz konulması talep edildiğinden icra müdürlüğünce taşınmazlara ikinci kez haciz konulması ve 15/01/2016 tarihli müdürlük kararı yerindedir.
Öte yandan, İİK’nun 106. maddesinin yürürlük tarihi olan 05/01/2013 tarihinden sonra konulan hacizlerde satış isteme süresi bir yıl olup 25/03/2014 tarihinde konulan ilk haciz bakımından bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunulmadığından bu haciz İİK’nun 106-110. maddeleri uyarınca düşmüş olduğundan 14/01/2016 tarihinde yapılan satış talebi sonuç doğurmaz.
O halde mahkemece, istemin bu nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde ikinci haciz talebi nedeniyle ilkinden vazgeçildiğinin kabulü gerekçesiyle talebin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.